Kidfory İçerik


KIDFORY FAMILY CIRCLE

Ritüeller & Bağ Kurma Anları

Küçük ritüeller, büyük bağlar kurar.
Gün sonu sohbetleri, teşekkür anları veya birlikte nefes almak gibi küçük ritüeller, aile içi bağı güçlendirir.
Kidfory, bu ritüelleri yaşamın doğal akışına dahil etmenizi sağlar.

Yaratıcılık & Üretkenlik Kültürü

Üretmek, özgüvenin en saf halidir.
Kidfory, evdeki basit malzemelerle sanat, tasarım ve STEM etkinlikleriyle çocuğun üretkenliğini geliştirir.
Bu süreçte çocuk yalnızca öğrenmez, aynı zamanda kendi fikirlerine değer vermeyi öğrenir.

Ev Rutinleri & Duygusal Düzen

Evde huzur, öğrenmenin ilk adımıdır.
Kidfory, çocukların güven duygusunu pekiştiren ve duygusal düzeni destekleyen basit ev rutinleri oluşturmanıza yardımcı olur.
Bu rutinler, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini ve gün içinde daha kolay odaklanmalarını sağlar.

Doğa Etkinlikleri & Gerçek Deneyimler

Doğa en büyük öğretmendir.
Çocuğunuzla birlikte doğada geçirdiğiniz her an, onun duyularını, merakını ve özgüvenini geliştirir.
Kidfory, doğayı sadece bir oyun alanı değil, aynı zamanda keşif ve öğrenme ortamı haline getirir.

Zaman Yönetimi & Aile Akışı

Zaman değil, denge yönetilir.
Kidfory, aile yaşamınızdaki günlük akışı sadeleştirmenize ve birlikte geçirilen zamanı daha anlamlı hale getirmenize destek olur.
Böylece günler, karmaşadan çok huzur ve paylaşım odaklı yaşanır.

Aile Kültürü & Ortak Değerler

Bir çocuk, ailesinin kültürünü taşır.
Kidfory, evdeki etkileşimler aracılığıyla çocukların empati, saygı, sabır ve sorumluluk gibi değerleri içselleştirmesini destekler.
Her etkinlik, aile içinde ortak bir dil ve güçlü bir kültür oluşturur.

Ekran Dengeleme & Gerçek Oyun

Oyun, çocuğun dilidir.
Kidfory, ekran bağımlılığını azaltmak ve çocuğun gerçek dünyayla bağ kurmasını sağlamak için pratik, doğal oyun alternatifleri sunar.
Oyun anları, hem eğlenceli hem de gelişimsel açıdan zengin hale gelir.

Duygu Yönetimi & Psikolojik Dayanıklılık

Güçlü birey, duygularını tanır.
Kidfory, çocukların duygularını fark etmelerine ve ifade edebilmelerine yardımcı olur.
Ebeveynler bu süreçte rehberlik etmeyi öğrenir; birlikte daha dayanıklı, empatik bir aile yapısı oluşur.

ATÖLYE VE ETKİNLİKLER

Çocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren ‘Biyofili’ dediğimiz bir bağ ile doğaya ve çevreye bağlıdır. Bu bağı güçlendirmek de söndürmek de bizlerin elindedir. Okulsuz Eğitim olarak bizler ekoloji etkinlikleriyle çocuklarımızın bu bağını güçlendirerek ‘Ekolojik Okur Yazarlığa’ sahip bireyler olmalarını hedefliyoruz.

Yaşamının ilk yıllarında ‘Somut İşlemler Dönemi’ nde olan çocuklarımızın deneyimlerini, onlar için soyut olan süreçleri anlamlandırmalarını sağlamaya destek olan sanat etkinlikleri yaratıcı düşünme, estetik algı, ayrıntıları fark etme, başarma güdüsü, üretme, geçmişle gelecek arasında bağ kurma, aynı anda birden fazla iş yapma gibi pek çok alanda çocuklarımıza temel oluşturmaktadır. Buradaki temel hedefimiz çocuklarımıza 21. Yüzyıl becerilerinden olan ‘Öğrenme ve Yenilenme Becerileri’ kazandırmaktır.

‘Çocuk doğal olarak doğaya bağlıdır.’ Peki kendi doğalında doğa olan çocuklarımız bu bağın ne kadar farkında? Yapılan araştırmalar maalesef göstermektedir ki son dönemlerde çocuklarımız fazlasıyla doğadan kopmuş ve bu bağlarını kaybetmişlerdir. Okulsuz Eğitimde bizler de bu bağın güçlenmesi ile çocuklarımızın özgüven, bedensel ve ruhsal rahatlama, koordinasyon becerisi vb. geliştirmelerini sağlayarak tüm yaşamlarına yansıyacak benlik farkındalığı, sosyal iletişim becerileri gibi kazanımlara sahip olmalarını desteklemeyi hedefliyoruz.

Çocuklarımıza 21. yüzyıl becerilerini kazandırması açısından son yıllarda en fazla önemsenen yaklaşımlardan biri STEM eğitimidir. Araştırmalar STEM deneyimlerinin, çocukların yürütücü işlev ve okuryazarlık, iletişim, problem çözme, yaratıcılık ve eleştirel düşünme gibi becerilerini desteklediğini ve çocukların sonraki yaşam başarısına katkı sağladığını göstermektedir. Bu mantıktan yola çıkarak kendi doğalarını keşif sürecinde doğanın içerisinde çocuklarımıza bu deneyimi yaşatmayı önemsiyoruz.

Teknolojinin çok hızlı gelişmesiyle birlikte tüm yaşam döngümüz değişti. Farkında olmadan saatlerce bu teknolojiye maruz kalır duruma geldik. Ve çocuklarımız daha 1 yaşından itibaren teknolojinin olumsuz yanlarını kendi kişiliklerine katmaya başlar oldu. Son dönemde teknoloji ile birlikte aşırı bireyselleşme, asosyalite ile birlikte duygularımızın körelmesi durumu ortaya çıktı. Hissizleştik ve bizi teknolojik robotlardan ayıran en büyük özellik duygularımız. İnsan her ne kadar zihinsel kararlar verselerde, kararlarını etkileyen en önemli unsur duygularıdır. O yüzden çocuklarla farklı duygu durumlarını yaşadığımız etkinlikler gerçekleştirerek onları bu yönde desteklemeye çalışıyoruz.

Oyun ve çocuk kavramı yüzyıllardır bir araştırma konusudur. John Locke yüzyıllar önce ‘İnsan zihni doğuştan boş bir levhadır. Bu zihin deneyimle birlikte dolar.’ demiştir. Çocuklarımızın bu deneyimleri kazanmasının en temel yolu ise oyundur. Kendisini ve çevresini oyunla keşfetmekte, iç dünyasında yaşadıklarını oyun yoluyla dışa vurmakta, bir şeyler üretme ve ortaya çıkarma sürecini oyunla gerçekleştirmektedir. Çocuklarımız son yıllarda sıklıkla duyduğumuz 21. Yüzyıl becerilerini kazanmanın temelini oyunla atmakta ve tüm gelişim sürecine oyunla adım atmaktadır.

Çocuklarımızın bedenlerini fark etmesi, bu fark etme sürecinde bedeniyle zihnini bütünleştirerek algılarını genişletebilmesi, daha sakin, daha huzurlu, kendisini tanıyan ve yönetebilen bireyler olmasını önemsiyor ve bu süreçte yaptığımız rutin nefes egzersizleri ile çocuklarımıza katkı sağlamayı hedefliyoruz.

İnsan vücudu hareket etmek üzerine tasarlanmıştır. Bizler de programımızı hareket etmenin çocuklarımızın bedenen, zihnen ve ruhen gelişimlerine destek verdiğinin bilincinde olarak tasarlıyor, beden farkındalığı kazanmalarını önemsiyoruz.

1-2 yaşından itibaren sesleri taklit ederek çocuklarımız bizlere müziğe olan ilgilerini göstermektedir. Müzik ve ritim çocuğumuzu tüm gelişim alanlarında desteklediği gibi estetik bir bakış açısı kazandırmakta ve işitsel zekasını geliştirmektedir. Gelecekte kazanacakları üst düzey becerilerden olan dikkat, konsantrasyon, matematik becerileri gibi alanlar için temel oluşturmaktadır.

Çocukluk döneminde anlattığınız masallar ileriki dönemdeki kişilik gelişiminin temellerini oluşturan çocukla birlikte yaşanan önemli anları oluşturmaktadır. Masal çocuğun farklı yaşlarında farklı katkılar sağlamaktadır. Masalla birlikte çocuk dinlemeyi, odaklanmayı, hayal kurmayı, modellemeyi öğrenir. Ayrıca masal süreçleri çocuğumuzla birlikte geçirdiğimiz zamanı daha kalite hale getirerek, çocukla kurulan bağın kuvvetlenmesine destek olmaktadır. Masal çocukların farklı duygu durumlarını keşfetmesini sağlamaktadır.

Çocuklarımızla birlikte mutfakta çalışmak ve onlara bazı sorumlulukları vermek önemlidir. Aslında çocuk mutfakta gerçekleştirilen etkinliklerde yaşamın kendisine dair izler oluşturur. Mutfaktaki her bir etkinlik süreci aslında kendi içerisinde bir organizasyondur. Ve çocuk bu organizasyonun en ince ayrıntısını burada öğrenir. Yemek için önce alış veriş yapmak, sonra malzemele sıralaması, güvenlik kuralları ve risk algısı, alet kullanma becerisi, tat ve koku duygusu, paylaşma gibi bir çok gelişim sürecini uzun vadeli olarak desteklemektedir.